15 Şubat 2020 Cumartesi

ÜTOPYA'dan Seçmeler





     "Biri çıkar, krala der ki: Devlet paranın değerini verirken artırsın, alırken indirsin. Böylelikle krla hem borçlarını kolaylıkla öder, hem de hazinesini hemen doldurur. Bir başkası, yalancıktan bir savaş ihtimalinden söz edip yeni bir vergi koyalım, der: paralar toplandıktan sonra kral barıştan yana olduğunu söyler ve mutlu kararın kiliselerde büyük törenlerle kutlanmasını ister. Halk bayram eder, halkının kanı dökülmesin diyesavaştan vazgeçen merhametli kralını göklere çıkarır.
     Bir başkası krala çok eskiden konmuş, ama unutulup gitmiş, küf tutmuş bir yasayı hatırlatır: Kimse bu yasayı bilmediği için herkes çiğnemektedir. Ona uygun olarak yeniden cezalar uygulanmaya başlandı mı, bir gelir kaynağı, hem de şerefli bir kaynak sağlandı demektir.
     Bir başkası şöyle bir yolu daha kazançlı görür: Yüksekçe para cezaları isteyen yeni yasaklar çıkaralım; bu yasakların çoğu halkın yararına olsun. Kral bu yasaklardan çıkarlarına zarar gelecek kişilere büyük paralar karşılığı olarak kaçamak yolları versin. Böylece hem halkın duası kazanılır, hem de yasağı çiğnemek isteyenlerle yasaktan kurtulmak imtiyazlılardan bol bol para koparılır. İşin güzel yanı da şu ki, yasaktan kurtulmak isteyenlerden ne kadar çok para alınırsa, kral o ölçüde halkın saygı ve sevgisini kazanır: bakın, derler, ne kadar iyi yürekli bir kral: Sevdiği insanları korumuyor, halka zarar verme hakkını pek pahalıya satıyor onlara!
     Bir başkası krala yargıçlarla anlaşmayı, çıkarlarını onlara sağlatmayı salık verir: Efendimiz der, yargıçları sarayına çağırmalı, sofrada onlarla hazinesini ilgilendiren sorunları tartışmalı. Bir dava ne kadar haksız olursa olsun, onu haklı gösterecek bir yargıç bulunur: Ya her iddianın tam tersini savunma alışkanlığıyla, ya yenilik, aykırılık hevesiyle ya da krala yaranmak isteğiyle. O zaman bir tartışmadır başlar; değişik, çelişik görüşler apaçık bir gerçeği bulandırırlar; hakkın ta kendisi haksız gibi gösterilir. Kral bu çatışmadan yararlanıp sorunu kendi çıkarına göre kestirip atar. Çatışmaya yol açanlar utançlarından ya da korkularından kralın düşüncesine katılırlar ve işte o zaman yargıçlar cesaretle ve vicdan rahatlığıyla yargılarını verirler. Kralın istediğini kitaba uydurmaktan kolayı mı var? Ya yasalarda yeri bulunur ya da bir yasanın sözleri gereğince yorumlanır. Dine, devlete bağlı bir yargıç için de kralın hakkı bütün hakların üstünde değil midir?
     Politika ahlakının ilkeleri şunlardır ve devleti yönetenler bunlarda anlaşmışlardır: 
     'Bir ordu besleyen kralın ne kadar parası olsa azdır.'
     'Kral, istese bile, haksızlık edemez.'
     'Kral uyruklarının ve mallarının ortaksız sahibidir: Uyruklar herhangi bir şeyden, kralın
keyfi istediği ölçüde yararlanabilir.'
     'Halkın yoksulluğu kralın varlığını korur.'
     'Zenginlik ve özgürlük devlete başkaldırmaya, hor bakmaya götürür. Özgür ve zengin adam
haksızlığa, zorbalığa kolay katlanamaz.'
     'Yoksulluk ve açlık yürekleri çökertir, ruhları körletir, insanları acı çekmeye, köle olarak
yaşamaya alıştırır: Öylesine ezer ki onları, boyunduruklarını sarsmaya güçleri kalmaz.'
... "