BUGÜN
NASIL YAŞIYORUZ?
“ Kötülük kol geziyor, hızla kıskacına alıyor
Servetin biriktiği yerde insan çürüyor.”
Oliver Goldsmith, The Deserted Village
(1770)
İnsanlık tarihi boyunca iyi ve kötünün
savaşı var olmuş ve aralarında kazanan olmamıştır. Bu mücadele tarih boyunca
süregelmiş bir tarafın iyisi diğer tarafın kötüsü olmuş, kötüsü diğerinin iyisi
olmuş. Karşılıklı iyi ve kötüler savaşırken her daim iyiler galip gelmiş, her
zaman iyiler mağlup olmuştur, kötüler hem galip olmuş hem mağlup. Tarihte
iyiler ve kötüler form değiştirip savaşlara, yağmalara, katliamlara sebep
olmuştur. Kimi zaman toplumların iyileri çatışmış kimi zaman kişilerin iyileri
için toplumlar savaşmış. Yüzyıllar süren savaşlar ve düşmanlıklar hep kendi
iyilerini galip getirme çabası yüzünden olageldi.
Yaşadığımız
son yüzyılda da iyiler ve kötülerin savaşı artarak devam etmiş ve iki büyük
dünya savaşı onlarca belki de yüzlerce savaşa sebep oldu. Birilerinin “iyi” si için
milyonlarca “kötü” ve “iyi” savaşçısı ve bir o kadar da sivil yaşamını yitirdi.
Katiller kahraman oldu daha fazla öldürdükçe “iyi” uğruna.
Moğollar hadi kalkalım da dünyada ne var
ne yok yakalım yıkalım demediler. Kendi iyi bildikleri uğrunda savaştılar ve
kendilerince her biri kahramandı ve kutsal bir amaç doğrultusunda
ilerliyorlardı. Hiçbir savaşçı kötü bir şey için savaşıyorum bu uğurda ölüyorum
demez. Kendisine ezberletilmiş iyileri uğruna ölmek ve öldürmek şereftir onun
için.
Din savaşlarında her bir tarafın kendince
iyisi vardı. Saldıran için bir kaleyi, bir şehri ele geçirmek bir erdemdi,
savunmada kalan için direnmek bir erdemdi. Bir saldırıp galip gelerek kendi
dinini yüceltiyordu diğeri dinini canıyla savunuyordu. Her birinin kendi “iyi”si
vardı ve bu “iyi”ler savaşıyordu. Bu “iyi”ler bazen farklı dinler oldu bazen
aynı dinde farklı mezhepler oldu ama hep bir taraf diğerini “kötü” gördü. Aynı
ormanda farklı ağaçlar olmak, aynı ağaçta farklı dallar olmak, aynı dalda faklı
yapraklar olmak “iyi” ve “kötü” diye ayrım yapmak için yeterli oldu.
“İyi” olmak hiçbir zaman tek başına
yetmedi insanlık tarihinde. Hep bir “iyi” olduğunu ispatlama çabası oldu. Bir
iyi etrafında kümelenen toplumlar iyilerini kendilerine anlatmaktan zevk almaz
olduklarında ise bu iyilerini başkalarına anlatma ve empoze etme gereği
duydular. İyileri kabul görmediğinde ise bir saldırganlık hakları daima vardı
iyilerinin içerisinde. Her iyinin meşru bir saldırganlık hakkı doğuştan
tanınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder