21 Aralık 2020 Pazartesi

YEŞİL LOJİSTİK





Giriş


İnsanların var oluş sürecine baktığımız zaman, insanlar var oldukları ilk günden bugüne sürekli bir hareket halindedir. Bu hareket kimi zaman yemek bulmak için kimi zamanda yemek olmamak içindir. Avcı toplayıcı toplumlarda insanlar günü kurtarmak, yaşamını sürdürmek ve av olmamak için yaşarken, tarım toplumuna geçtikten sonra öncelikleri ve ihtiyaçları değişti. Yerleşik hayata geçen insanlar köyler, şehirler ve ülkeler kurdular. Coğrafi yapısından ötürü insanların bütün ihtiyaçları aynı anda aynı bölgede bulunamıyor. Bu sorunun üstesinden gelmek için zaman içerisinde taşıma modları geliştirilmiştir. Tekerleğin icadı ile gıdalar, madenler ve nice çeşit eşyanın taşınması kolaylaşmıştır.  Zamanında kervan dediğimiz ticari malzeme taşıma sistemleri günümüzde birçok bileşenden oluşan lojistik sektörü haline evrilmiştir.


Lojistik Nedir?


Lojistik tanım olarak üretim veya tüketime konu olan bir malın mekanlar arasındaki tüm akışı içerisine olan süreçler olarak tanımlanabilir. Günümüzde talepleri karşılamak için ham madde, yarı mamul, mamul veya hizmetlerin bir iş akışı içerisinde bir yerden başka bir yere ulaşılması için gerekli planlama süreci, bu taşıma sisteminin kontrol ve denetimini de içerisine alan bir sistemler bütünüdür.

Küreselleşen dünyamızda, ulaşım sistemlerinin gelişmesiyle uzak yerler artık eskisi kadar uzak değil. İnsanlar istedikleri her ne varsa imkanları dahilinde çok kısa süreçlerde kavuşabiliyor. Eskiden aylar süren yolculuklar ve bir malın bir yerden başka bir yere taşınması süreci şimdi birkaç saate sürmektedir. Bu imkanlar çerçevesinde insanlar yeni ihtiyaçlar oluşturdular ve bunların tatmini için çalışmaktadırlar. 


Lojistiğin Çevresel Etkileri


Lojistik sektörü yeni bir olgu değildir. Antik dönemden günümüze kadar insan ihtiyaçları çeşitlenip artmıştır. Bu artan ihtiyaçları karşılayabilmek tek bir mekanda mümkün olmadığı için dünyanın dört bir yanından mamul veya yarı mamul madde taşınması gerekmektedir. Gelişen lojistik sektörü ile bu ihtiyaçların karşılanması çok daha kolay bir hal almıştır. Taşımacılık sektörü bu kadar büyümesinin sebebi tüketimin hızla artmasıdır. Artan tüketim ile birlikte birçok sorun ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri ve belki de en önemlisi çevreye olan etkilerdir. Artan tüketime karşılık verebilmek için üretimin de artması gerekmektedir. Üretilen ürünlerin taşınması için de lojistiğin gelişmesi ve genişlemesi gerekmektedir. Bu artışı birçok olumlu etkisi olduğu gibi olumsuz da birçok etki vardır. Sürdürülebilir bir yaşam için sürdürülebilir bir çevre şarttır ve insanların bunu göz önünde bulundurması gereklidir. Biz insanlar bu dünyada tek başımıza yaşamıyoruz ve kaynaklarımız da sınırsız değildir. Bunun farkında olmamız gerekir öncelikle. Üretirken de tüketirken de ikisi arasındaki taşımacılık faaliyetlerini gerçekleştirirken de çevremizi unutmamamız lazım.

Taşımacılık sektöründe çevreye olan zararımızı minimuma indirmemiz ve bu zararı ortadan kaldırmak için yapılması gerekenler vardır. Bunların başında KarbondiOksit (CO2) salınımını minimuma indirmek gelir. Oksijen (O2) sınırsız bir kaynak değildir ve çevreye verdiğimiz tahribat ile bu yaşamsal kaynağı tüketmekteyiz. Bu Oksijen tüketimi ve CO2 ve KarbonmonoOksit (CO) atıklarının üretimi çevreye büyük zararlar vermektedir. Küresel ısınma ve dengesizleşen iklim ve mevsimler çevreye verdiğimiz bu zarardan kaynaklanmaktadır.

Çevreye verilen tahribatın en azından azaltılması için birçok yol vardır. Özellikle taşımacılık sektörüne değinirsek, lojistik işlemi yapılırken daha az zararlı gaz salınımı nasıl yapılır bunun yolları aranmalıdır. Bir kara taşıtının taşıyabileceği yükün binlerce katını taşıyabilen gemiler vardır ve bunların kullanımı arttıkça çevreye daha az zararlı gaz salınımı olur. Bu da çevreye verdiğimiz zararı azaltır. Düzenli ve planlı bir lojistik sistemi kurulursa aynı anda daha çok ürün taşınmış olur ve bu da çevresel zararı azaltır.



Yeşil Lojistik Nedir?


Çevre duyarlılığı dendiği zaman ilk akla gelen şey 1997’de Japonya’nın Kyoto şehrinde düzenlenen protokollerdir. Kyoto’da düzenlenen bu protokoller daha sonrasında “Kyoto Protokolleri” olarak adlandırılmış ve sanayileşme süreçlerini tamamlamış yada sanayileşmekte olan birçok ülke tarafından kabul edilmiştir. Bu protokollerin ardından toplum nezdinde “küreselleşme, karbon emisyonu, sera gazları” gibi pek çok konu kamuoyunun dikkatini çekip bilinir duruma gelmiştir.

Yeşil lojistik, paketleme, atık yönetimi ve ulaşım odaklı işleyen yük dağıtım faaliyetlerinin çevre ve enerji ayak izini azaltan tedarik zinciri yönetim uygulamaları olarak tanımlanmaktadır. Ürünün geliştirme aşamasından tutun da tüketime sunulmasına kadar geçen süreci kapsamaktadır lojistik. Yeşil lojistiğin kapsamında lojistik faaliyetlerinin çevreci düşünceyle entegrasyonu ve bu lojistik ağ içerisindeki her aşamada çevresel etkiler, karbon ayak izi gibi, gözetilerek hareket edilir.

Yeşil Lojistik Sistemi


Yeşil lojistik sisteminin yapısı temelde şu içeriklerden oluşmaktadır:


  1. Yeşil Taşımacılık 

  2. Yeşil Depolama 

  3. Yeşil Paketleme 

  4. Yeşil Lojistik Veri Toplama ve Yönetimi 

  5. Atık Yönetimi





1. Yeşil Taşımacılık


Lojistik uygulamalarının temel unsurlarından biridir taşımacılık. Taşımacılığın çevreye etkileri kayda değer seviyelerdedir. Bu nedenledir ki yeşil taşımacılık, yeşil lojistik için önemli uygulamalardandır. Taşımacılık sürecinde hava kirliliği, gürültü, kazalar, görsel ihlaller ve benzeri birçok etkisi olabilmektedir.

Taşımacılığın çevreye etkilerini incelediğimizde, bu etkileri birincil ve ikincil etkiler olarak ayırabiliriz. Birincil etkiler; yük taşımacılığı, depolama ve materyalin dağıtımı ile ilgilidir. İkincil etkiler ise dolaylı olarak bu süreçten dolayı ortaya çıkan ve çeşitli formlarda görülebilen etkiler olarak ele alınabilir.


2. Yeşil Depolama

Depolama çeşitleri arasında “çapraz sevkiyat” (Cross-Docking) son dönemlerde popüleritesi artmış durumdadır. Bu yöntemi, üretici veya tedarikçinin ürünleri depolarında tutmadan doğrudan toptan veya perakendecilere ulaştırılması olarak tanımlayabiliriz. Dikkatlice planlanan bir çapraz sevkiyat ile şirketlerin maliyetleri azalırken verimlilik en üst seviyelere çıkabilmektedir. Günümüzde birçok dev şirket bu yöntemi kullanmakta ve verim almaktadır. Bu yöntemle maliyetler azalırken çevreye verilen zarar da azalmaktadır.



3. Yeşil Paketleme

Modern şirketlerde paketleme işlemleri piyasaya sürülme öncesinde önemli bir aşamadır. Paketlemede verimlilik doğrudan doğruya çevreye olan etkilerini değiştirebilmektedir. Yetersiz paketleme taşımacılık esnasında ürünlerin zarar görmesine sebep olabilmektedir. Bu tarz hasarlar ve sorunlarla karşılaşmamak için yenilikçi paketleme teknolojileri kullanılmaktadır. Bu teknolojilerin amacı taşıma sürecinde yaşanan ürün kaybını minimuma indirmek ve hem maddi hem çevresel zararı azaltmaktır.




4. Yeşil Lojistik Veri Toplama ve Yönetimi

Veri toplama ve yönteminin bilimsel metotlar aracılığıyla geliştirilmesi, kaynakların verimli yönetimini sağlamakla birlikte yakıt tüketiminin ve karlılığın arttırılması ile doğrudan ilişkilendirilebilir.

5. Atık Yönetimi

Firmalar lojistik faaliyetleri dolayısıyla doğrudan ve dolaylı olarak yüksek miktarlarda atık üretilmektedir. Örneğin depolarda yüksek miktarda ambalaj atığı ortaya çıkmaktadır, gemiler taşımacılık faaliyetleri sürecinde atık üretmektedir. İşletmeler bu atıkları bertaraf edebilmek için atık yüklenici şirketlerle çalışmaktadır. Farklı atık türlerinde birden çok yüklenici ile çalışılır, bunun sebebi alanında uzmanlaşmış ve ihtiyaçların doğrudan karşılanmasını sağlayacak yüklenicilerden en uygun fiyatları almalarıdır.














Kaynakça

  • AKANDERE, Gökhan. Yeşil Depo Yönetimi Uygulamalarının İşletme Performansına Etkisi. 2018

  • AKUNAL ÖCALIR, Ebru. ZENGİN, Esra. Türkiye’de Yeşil Lojistik Uygulamaları. Journal of Management, Marketing and Logistics. 2017:4

  • ERDAL, M. (2014) Satın Alma ve Tedarik Zinciri Yönetimi, 3. Baskı, İstanbul, Beta

  • GÜLTAŞ, Paşa. YÜCEL, Mustafa. Yeşil Lojistik: Yeşil Ulaşım Hizmetleri, Malatya Büyükşehir Belediyesi Örneği. Akademik Araştırmalar Dergisi. 2015, Cilt:6, Sayı:2

  • İNCE, Mehmet Enes. Yeşil Tedarik Zinciri Yaklaşımı ve Örnekleri. Konya Ticaret Odası.

  • İPEKÇİ, Emre. Lojistik Sektöründe Çalışma Koşulları: İnsan Onuruna Yakışır İş Açısından Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi. 2019.

  • KESKİN, M. H. (2008). Tedarik Zinciri Yönetimi: Geçmişi, Değişimi, Bugünü, Geleceği, İstanbul, Nobel Yayınevi

  • ŞENGÜL, Ümran. Atıkların Geri Dönüşümü ve Tersine Lojistik. PARADOKS Ekonomi, Sosyoloji ve Politika Dergisi. 2010:6

  • ÜNAL, Aylin. BİNBOĞA, Gül. Sürdürülebilirlik Ekseninde Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin Karbon Ayak İzinin Hesaplanmasına Yönelik Bir Araştırma. 2017.

  • ÜSTÜNBAŞ, Nida Nur. Marmara Bölgesindeki Lojistik Firmalarının Yeşil Lojistik Uygulamaları. Yüksel Lisans Tezi. 2018.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder